MUSALLADA CEMAAT TARAFINDAN NAMAZI KILINAN BİR MEVTANIN KONUŞMASI.
MUSALLADA CEMAAT TARAFINDAN NAMAZI KILINAN BİR MEVTANIN KONUŞMASI.
Musallada Cemaat Tarafından Namazı Kılınan Bir Mevtanın Konuşması: Sonsuzluğa Açılan Kapı
Geniş bir avlu… Musalla taşının üzerinde beyaz bir kefene sarılmış bir beden. Üzerine konan tabutun ağırlığı hissedilmiyor artık; o beden, ruhuyla vedalaşmış, yeni bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. Cemaat saf tutmuş, ellerini açmış dua ediyor. O sırada, mevtanın dile geldiğini hayal edelim. Bizlere neler söylerdi? İşte, musallada yatan bir mevtanın dilinden dökülen ibret dolu sözler:
“Ey cemaati Müslimin, bu dünyada benimleydiniz!”
“Dünya hayatında sizlerle birlikteydim; kimimiz arkadaş, kimimiz komşu, kimimiz ise sadece tanıdık. O günlerde, bir gün musalla taşına yatacağımı düşünmezdim. Ama bakın, işte buradayım. Bu dünyadaki her şeyimi geride bıraktım. Şimdi ne malım, ne mevkilerim, ne de dost meclislerim benimle. Tek sermayem: Amellerim.”
“Helallik dilemek için çok geç kaldım.”
“Hayattayken belki farkında olmadan birinizi kırdım, birinizin kalbini incittim. Belki hakkınızı ödedim, belki ödeyemedim. Şimdi sizden helallik istemek için buradayım ama konuşamıyorum. Diller sustu, eller bağlandı. Sizden tek isteğim: Lütfen hakkınızı helal edin. Çünkü mahşer günü bu yükü taşımak istemiyorum.”
“Hayatı ne kadar boşa harcamışım.”
“Bir ömür boyu peşinden koştuğum dünya, şimdi bana tamamen uzak. Zamanımı nasıl harcadığımı, nelere değer verdiğimi burada daha net görüyorum. Oysa dünyanın süsleri ne kadar da aldatıcıymış. Keşke daha çok sevap kazansaydım, keşke daha çok ibadet etseydim. Hayattayken ölümü hep uzak bir ihtimal sandım. Ama şimdi anlıyorum ki, ölüm her an bizimleydi.”
“Cenaze namazımda safları doldurmanız çok değerli.”
“Ey cemaat! Şu an benim için saf tutuyor, Allah’a dua ediyorsunuz. Ama unutmayın, bir gün siz de musalla taşına yatırılacaksınız. Bugün beni uğurlayan sizler, yarın başka dostlarınız tarafından uğurlanacaksınız. Ölümü kendinizden uzak görmeyin. Çünkü dünya, ne kadar uzun sürerse sürsün, ahiretin yanında bir an kadar kısa.”
“Namazlarınızın kıymetini bilin.”
“Hayattayken bazen namazlarımı geciktirdim, bazen de huşuyla kılamadım. Ama şimdi, kılmadığım her namaz için derin bir pişmanlık duyuyorum. Allah’ı anmak, O’nun huzurunda durmak o kadar değerliymiş ki! Siz hayattayken bu fırsatı kaçırmayın. Çünkü musalla taşına yattığınızda, artık namaz kılma vakti sona ermiştir.”
“Ahiret hazırlığınıza odaklanın.”
“Bu dünya bir sınav salonu gibidir. Size verilen nefesler, sermayenizdir. Şimdi buradan sonsuzluğa doğru bir yolculuğa çıkıyorum. Artık geriye dönüş yok. Siz hâlâ hayattayken, ahiretiniz için hazırlık yapın. Sadece dünyaya değil, ebedi hayata da yatırım yapın. Çünkü musalla taşında hiçbir pişmanlık fayda etmez.”
“Sevdiklerinizle helalleşin ve onları kırmayın.”
“Belki arkamdan gözyaşı dökenler var. Keşke onlara hayattayken daha çok değer verseydim, onları daha çok sevdiğimi söyleseydim. Oysa şimdi geri dönüp bunu yapmam mümkün değil. Siz hâlâ hayattasınız; sevdiklerinize değer verin, onları kırmayın. Çünkü kaybettikten sonra, keşke demenin faydası yok.”
Son Söz: Dünya Bir Köprü, Amaçsa Ahiret
Musallada yatan bir mevtanın bu sözleri, hepimize önemli bir ders veriyor. Ölüm, insana hayatın gerçek anlamını hatırlatan bir aynadır. Hayat kısa, dünya geçici ve ahiret sonsuz. Önemli olan, bu dünyayı sadece bir durak olarak görüp asıl yolculuğumuza hazırlık yapmaktır.
Şimdi durup düşünelim: Bugün biz musalla taşında olsaydık, arkamızda bıraktıklarımız bizim için ne söylerdi? Helalleşmek, tevbe etmek ve Allah’a daha yakın bir hayat yaşamak için hâlâ bir fırsatımız varken bunu değerlendirelim. Çünkü hayat, sadece dünya ile sınırlı değildir; ölümle başlayan, sonsuz bir hayata açı